Thursday, February 8, 2007

BEN ÇÖP DEĞİLİM

Oyunun Adı : Ben Çöp Değilim
Yazan ve Yöneten : Oktay Şenol
Müzik : Oktay Şenol

Karakterler:

Çöp tenekesi -- BÜLENT AKSU
Kukla karga -- BÜLENT AKSU
Poşet -- BURCU SARAÇOĞLU
Gazete -- FUAT METE
Kutu kola -- ABDULLAH ÖZDEMİR
Para -- TAYLAN ERLER
Pet şişe -- TAN GÜNEŞ
Yoldan geçenler, piknikçiler -- BAŞAK İLERİ - ŞAHİN ŞEKER - OKAY ŞENOL

ÖZET:

(Bu oyun; tiyatro aracılığıyla çocuklara, geri dönüşüm konusunda düşünme ve üretme biçimlerini öğretmek amacıyla yazılmıştır. Ayrıca temiz bir dünyaya sahip olmak için temel sorunları öğretmek ve çocukluk yaşlarında onlara olumlu alışkanlıklar kazandırmaktır.)

İçinde bir oyuncunun canlandırdığı çöp tenekesi, piknik alanındaki çöp sorununu ve kendi hayatını anlatması, piknik alanına piknik yapmak için gelen bir ailenin gürültüsüyle yarım kalır. Aile çöp tenekesinin önünde yer içer, eğlenir ve çöplerini çöp tenekesinin içine atmadan gider. Çöp tenekesi çok üzülmüştür. Ağlamaya başlar. Yerlere atılan çöpler canlanmaya başlar. Ağlamanın nereden ve kimden geldiğini öğrenmeye çalışır. Çöp tenekesi kendini gösterir ve yere atılan çöpleri birer birer biçimlendirir; " Kutu kola çöpü, gazete, poşet, pet şişe." Bu dört karakter, çöp tenekesine itiraz eder: "Biz çöp değiliz!" Çöp tenekesi ise acı gerçeği söyler; "Sizler içiniz doluyken ve güncelken çöp değildiniz. İnsanlar sizi tükettikten sonra atarlar. Yani artık siz bir çöpsünüz". Tüm karakterler üzülürler. Kabullenmek istemezler. İşte tam bu sırada sahneden bir adam geçer ve yere yirmi milyon lira düşürür. Tüm çöplerin ortak düşüncesi şudur; "Zavallı, bir çöp daha düştü." Yerdeki para ayağa kalkar ve itiraz eder; "Ben çöp değilim! Siz çöpsünüz. Parayım ben para. Şu anda buradan biri geçse sizi değil beni götürür". Bu düşünceye hepsi şaşırır. Buna inanmak istemeseler de, o anda oradan biri gelip parayı alıp koşarak götürünce inanmak zorunda kalırlar. Onlar artık birer çöptür. Bu üzüntülerini gören çöp tenekesinin aklına bir fikir gelir; "Hiç biriniz çöp olmaya bilirsiniz." Der ve fikrini açıklar. Çöpler bu fikre sevinirler ve uygulamaya başlarlar.
Kutu kolayı alüminyum bir kağıtla kaplayıp içine kalem biçiminde bir ağaç parçası koyarlar. Kutu kolanın görünümü, tıpkı bir kalemlik gibidir. Yoldan geçen bir kız çocuğu onu çok beğenir ve alıp götürür. Pet şişe için bulunan fikir ise bir sulama aracıdır.Tepesindeki kapağa delikler açarlar ve içine su doldururlar. Yoldan geçen yaşlı birinin önüne pet şişe kendini atar. Deliklerden sular akınca yaşlı adam; "Ben bununla çiçekleri sulayabilirim." der ve onu götürür. Gazete, buruk bir şekilde olayları izlerken çöp tenekesi ona fikir verir; "İş ilanları bölümünü aç ve yolun ortasına yat." der. Gazete çöp tenekesinin dediğini yapar ve yatar. Yoldan geçen biri gazeteye takılır, onu okur, sevinir ve gazeteyi alıp götürür. Poşet ve çöp tenekesi hem sevinir hem de şöyle bir karar alırlar. Poşet, çöp tenekesine atılmayan çöpleri toplayacak ve çöp tenekesinin içine atacaktır.

* Oyunumuzun "Sokak Tiyatrosu" fotoğrafları için tıklayın !


* Oyunumuzun "Sahne" fotoğrafları için tıklayın !

HAYAL ETTİĞİM DÜNYA

Yazan ve Yöneten : Oktay ŞENOL
Kukla Yapım ve Tasarım : Alpay EKLER
Yönetmen Yardımcısı : Evren ALGANATAY
Dekor Tasarım : İ.Ümit ERZURUMLU
Müzik : Oktay ŞENOL
Kostüm : KULİS
Grafik Tasarım & Çizim : Tayfur ŞAHİN
Aranjör - Efekt : Ayhan YAVAŞ
Ses - Işık : Oktay ERDOĞAN
Sahne Amiri : Şahin ŞEKER
Yapım : TİYATRO ALKIŞ

Oynayanlar : Okay ŞENOL, Burcu SARAÇOĞLU, Evren ALGANATAY,
Funda ERYİĞİT, Bülent AKSU, Tan GÜNEŞ, Fuat METE,
Başak İLERİ, Oktay ŞENOL, Şahin ŞEKER



Kuklacı, kuklalarının konuşabildiğini bilmiyordur. Her gösteriden sonra (oyuncuların canlandırdığı) kuklalar, kendi aralarında sokaklara çıkmak üzerine tartışırlar. Hepsinin kendine göre hayalleri vardır ama önce ip olmadan yürümeyi öğrenmek zorundadırlar. Bunun için çok çaba harcarlar ve sonunda başarırlar.

Sokaklara ilk çıktıkları gün ezilme tehlikesi geçirirler. Bir yandan gürültü bir yandan trafik, kalabalık, kurallar ve kuralsızlıklar kuklaları çok telaşlandırır. Kendilerine sakin bir yer bulurlar ama asıl sokak kanunları bunda sonra başlar…


Oyunda anlatılan alt konuda, çocuklarımızın bir gün sokağa tek başlarına çıkma gerçeği yatmaktadır. Bu gerçek içersinde acaba sokakları onların çıkabilmesine uygun hale getirebildik mi? Ve bizler, onların sokakta tek başlarına yaşayabilmeleri için çaba harcamaktansa neden onları odalarında, oyuncaklarının arasında bırakıyoruz? Bu oyunda hem bizler hem de çocuklarımız düşünecek. Müzikal bir dille anlatılan bu oyunu mutlaka izleyin, izlettirin...












































BİR KÜMES MÜZİKALİ

Yazan ve Yöneten : Oktay Şenol
Dekor ve Tasarım : İ. Ümit Erzurumlu
Animasyon Tasarım : Mesut Ataş
Müzik ve Koreograf : Oktay Şenol
Aranjör : Ayhan Yavaş
Psikolog : Banu Akman
Işık Tasarım : Oktay Erdoğan
Kostüm : Kulis
Işık-Ses Teknisyeni : Ahmet Bayramoğlu
Sahne Amiri : Şahin Şeker
Kayıt Stüdyosu : Ares
Gitar : Mahmut Özen
Oynayanlar : Birtan Turan, Mahmut Özen, Selen Can, Funda Eryiğit, A. İzzet Biçici, Osman Dursun, Fuat Mete, Oktay Şenol.


Bir kümes içerisinde yaşayan tavuklar, civcivler ve horozlar, şarkı söyleyip dans ederlerken, çiftliğin sahibi Tonton Dede'nin köpeği Pısır ile horoz arasında liderlik konusunda bir tartışma geçer. O sırada Tonton Dede gelir, artık çok yaşlı olduğunu, çiftliği başkasına devredeceğini söyler. Çiftlikteki hayvanlar buna çok üzülür, ama Tonton Dede kararlıdır. Tonton Dede çiftliği, Pata adlı bir adama bırakır. Pata adlı adamın Debur adında bir köpeği vardır. Tonton Dede gittikten sonra Pata'nın ilk işi, çiftliğin köpeği Pısır'ı kovup, yerine kendi köpeği olan Debur'u almaktır. Pata'nın bütün direktiflerini çiftlikteki hayvanlara Debur açıklar, böylece çiftlik baskılı bir yönetime geçmiştir. Çiftlikteki tavuklardan biri olan Kubik'in sabah erkenden yumurtlayamama sorunu vardır. Pata'nın ilk direktifi sabah erkenden yumurtlanması doğrultusundadır, yumurtlamayan tavuk çiftlikten kovulacaktır. Hayvanlar arasında bir telaş başlar.

Sabah Kubik yumurtlayamamıştır, Debur yumurtaları toplamak için gelmek üzeredir. O sırada pazarlamacı tavuk kılığına girmiş olarak kovulan köpek Pısır gelir. Debur'un kafasını karıştırır çift sarılı yumurtladığını iddia eder. Yanında getirdiği yumurtalardan birini ispatlamak için Debur'a verir ama yumurta çift sarılı çıkmaz. Kümesteki hayvanlar şimdilik bir gün daha kazanmıştır. İkinci günün sabahı olmak üzeredir. Kubik hala yumurtlayamamıştır. Tel örgülerin üzerinden Pısır bu sefer kendi haliyle kümese atlar. Onlara Pata'nın burada yaptığı baskılı yönetimi anlatmak için başka köpek arkadaşlarıyla Tonton Dede'ye haber gönderdiğini söyler. Pısır kümeste saklanır, sabah olmak üzeredir, Kubik hala yumurtlayamamıştır, yumurtlamak için çok uğraşır. Debur ile Pata tam kümese girerken yumurtlamayı başarır. Yumurtaları verirler fakat Pata bu sefer günde iki defa yumurtlanacak der. Ne yapacağını bilemeyen kümes hayvanları kara kara düşünürken, Tonton Dede çıka gelir. Olayları Tonton Dede'ye anlatırlar. Tonton Dede bu olayları dinledikten sonra, Pata ile Debur'u kovar. Finalde kümes hayvanlarına demokrasinin tanımını yapar, onlara öğretir ve kendi kendilerini yönetmelerini isteyerek, çıkar gider.